
Kırkpınar Kırkpınar Kırkpınar er meydanı, gene geldik Edirne çayırlarına, yenmeye geldik memleketimize madalya ile altın kemerle dönmeye geldik, bir senenin emeğini almaya geldik, dünyaya türkün gücünü göstermeye geldik, Allah Allah diyerek başladı cazgır, asırlar süren bu şanlı tarihin en güzel sporudur güreş. Cuma günü başlar güreşler selemiye'de kılınır namazlar açık havada yapılır kahvaltılar, gelemeyenler televizyonlardan gelenler canlı sarayiçinden izler.
Er Meydanı Türküsü
Tuna'dan bir rüzgar eser serince,
Sarayiçi'ne kurulur otağlar.
Cuma'dan başlar bu şanlı şölen,
Edirne çayırında toplanır yiğit ağalar.
(Verse 1)
Selimiye'de saf tutulur, edilir dualar
Açık havada kahvaltı, pehlivanlar hazır
Kıspetler yağlanır, güneş parıldar
Kimi ekrandan izler, kiminin kalbi burada atar.
Bir senenin çilesi, bir an için biter
Alın teriyle sulanan çayır zafer ister.
(Nakarat - Coşkulu ve ritmik)
Kırkpınar, Kırkpınar, er meydanı burası!
Bir senelik emeğin, alın terinin tarlası.
Geldik altın kemeri Edirne'den almaya,
Türk'ün sarsılmaz gücünü cihana yaymaya!
(Verse 2)
Cazgır'ın gür sesi yeri göğü inletir,
"Allah Allah!" dedikçe yürekler titrer.
Bu öyle bir sevda ki asırlardır bitmez,
Atadan miras bu güç, nesilden nesle gider.
Peşrevler çekilir, toprağa verilir selam,
Yenmek de var yenilmek de, yiğide budur kelam.
(Nakarat - Daha da coşkulu)
Kırkpınar, Kırkpınar, er meydanı burası!
Bir senelik emeğin, alın terinin tarlası.
Geldik altın kemeri Edirne'den almaya,
Türk'ün sarsılmaz gücünü cihana yaymaya!
(Köprü - Ezgi yavaşlar, vurgu artar)
Bu sadece bir güreş değil, şanlı bir tarih!
Her tutuşta bir destan, her pehlivan bir şahit.
Madalya omuzlarda, kemer belde dönecek,
Memleket bu zaferle bir daha gururla gülecek.
(Outro - Yavaşça ve tekrarlayarak)
Allah Allah, İllallah...
Muhammeden Resulullah...
Er meydanında...
Şanlı tarihinde...
Kırkpınar'da...
21 Haziran 2025 17:32