
Bu dev proje, savunma sanayi alanında elde edilen teknolojik ilerlemenin, mühendislik kapasitesinin ve üretim hızının somut bir göstergesi. Her biri farklı görev kabiliyetlerine sahip olan savaş gemileri; fırkateyn, korvet, hücumbot ve lojistik destek gemilerinden oluşuyor. Savunma sanayi mühendisleri, bu gemilerin tasarımından inşasına, silah ve radar sistemlerinin entegrasyonundan deniz testlerine kadar tüm süreçleri milli kaynaklarla gerçekleştiriyor.
Savunma sanayi açısından bu ölçekte bir üretim, Türkiye’yi dünya donanma liginde üst sıralara taşıyor. Aynı anda 39 savaş gemisinin inşa edilmesi, hem üretim teknolojisinde hem de insan kaynağı yönetiminde yüksek koordinasyon gerektiren bir süreç. Savunma sanayi şirketleri, bu projede hem yerli malzeme oranını artırıyor hem de yazılım, elektronik harp sistemleri ve sensör teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltıyor.
Türkiye’nin deniz gücünü artıran bu proje, sadece savunma sanayi stratejisi açısından değil, aynı zamanda ihracat potansiyeli bakımından da önemli. Yerli savaş gemileri, uluslararası pazarda ilgi görüyor ve Türkiye’nin savunma sanayi ihracatına ciddi katkı sağlıyor.
Sonuç olarak, aynı anda 39 savaş gemisi üretmek, savunma sanayi tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu başarı, denizlerde caydırıcılık gücünü pekiştirirken, Türkiye’nin milli savunma sanayi vizyonunu geleceğe taşıyor.